- Kullanıcı Odaklılık: Etkinliğin amacı, çalışma ortamı, kullanım şartları, kullanıcının amaçları görevleri ve ihtiyaçları, geliştirmeye rehberlik etmelidir.
Bütün proje elemanları, etkinliğin amacını, kullanım şartlarını, kullanıcıların kim olduğunu ve durumlarını, amaçlar ve görevleri, görevleri neden ve nasıl yerine getirdiklerini, nasıl iletişim kurduklarını, birlikte çalışmalarını ve etkileşimlerini anlamalıdırlar. Bu teknik konulara odaklanmadan ziyade kullanıcı ihtiyaçlarına odaklanmaya yardımcı olur.
Kullanıcı profillerini tanımlama, koşulların sorgulanması, görev analizi gibi etkinlikler geliştirme sürecinin doğal etkenleridir. Bütün proje elemanlarının gerçek veya potansiyel kullanıcılarla görüşmelerinden emin olunmalıdır. Örneğin işyeri ziyaret edilerek… tipik kullanıcılar, görevler, senaryolar, proje odasının duvarları açılarak kullanıcı merkezli geliştirme sağlanır.
- Aktif kullanıcı katılımı: kullanıcı temsilcileri aktif olarak tüm geliştirme sürecine ve sistem yaşam döngüsüne dahil olmalıdır.Kullanıcılar direkt olarak hem geliştirme sürecine hem de ilişkili etkinliklere dahil olmalıdırlar.
- Evrimsel sistem geliştirmesi: sistemlerin geliştirilmesi hem yinelemeli hem de artan olmalıdır.
En baştan itibaren ne oluşturulacağını bilmek imkansızdır. Bu yüzden UCSD kullanıcılarla sürekli yinelemelere ve [artırımsal eklentilere (incremental deliveries)] izin veren yaklaşımlara gerek duymaktadır. Bu yüzden tasarım çözümleri kalıcı olmadan kullanıcılar tarafından değerlendirilip onaylanmalıdır.
Bir yineleme, kullanıcı ihtiyaçlarının düzgün bir analizini ve kullanım şartlarını, bir tasarım safhasını, düzenlemeler için somut öneriler barındıran yazılı değerlendirmeleri ve gelişimin çıktılarına uygun bir yeniden tasarım barındırmalıdır. Bu etkinlikler resmi olmak zorunda değildir. Bir yineleme yarım saat kadar da olabilir, üç adımı kapsayacak uzunlukta.
- Basit tasarım temsilleri – tasarım, kullanıcıların ve kurumsal ortakların anlayabileceği seviyede sunulmalıdır (Kyng, 1995).Tüm kullanıcılar tarafından kolay anlaşılabilecek ve ilerideki kullanım durumlarında takdir edilecek şekilde tasarımlar ve terminolojiler kullanılmalı ve geliştirilmelidir.
Örneğin, prototipler, modeller veya simülasyonlar kullanılmalıdır. Use case veya UML diyagramları gibi soyut modeller, kullanıcılarca yeterli seviyede anlaşılmayabilir. Temsiller, kullanışlı ve etkili olmalıdır. Hedef, “ne yapıldığını” herkesin anlayabilmesidir.
- Prototipleme – prototipler, başlangıçta ve sürekli olarak, son kullanıcılarla birlikte fikirleri değerlendirme ve görselleştirme ve çözümlerin tasarımında kullanılmalıdır (Gould et al., 1997; Nielsen, 1993).
Taslaklar, modeller ve prototipler, yaratıcı süreçleri desteklemek, gereksinimleri ortaya çıkarmak ve fikirleri ve çözümleri görselleştirmek için kullanılır. Prototipler, gerçek kullanıcılarla tasarlanmalı ve geliştirilmelidir.
Koda herhangi bir şey eklemeden önce, hızlı taslaklarla başlamak önemlidir. Yüksek seviyeli kavramsal tasarımla başlanmalı ve çok hızlı bir şekilde detaylara geçilmemelidir. Eğer, birçok prototipi paralel olarak üretmek mümkünse, bu neyin geliştirildiği hakkında yaratıcı ve tarafsız bir bakış açısı sağlar.
- Kullanım bağlamında değerlendirme – Temel kullanılabilirlik hedefleri ve tasarım kriterleri geliştirmeyi kontrol etmelidir (Gould et al., 1997; Nielsen, 1993).
Kritik kullanılabilirlik hedefleri belirlenmeli ve tasarımda özel tasarım kriterleri baz alınmalıdır. Tasarım, hedefler kapsamında ve kullanıcılarla birlikte geliştirilmiş kriterler dahilinde yapılmalıdır.
Kullanıcı reaksiyonlarını gözlemleyen ve analiz eden taslaklar ve modellerle proje geliştirilmeye başlanmalıdır. Projede daha sonra, kullanıcılar, simülasyonlar veya prototiplerle gerçek görevleri uygulamalıdır. Onların davranışları, reaksiyonları, görüşleri ve fikirleri, gözlemlenmeli, kaydedilmeli ve analiz edilmelidir.
- Açık ve bilinçli tasarım etkinlikleri – geliştirme süreci özel tasarım etkinliklerini içermelidir (Cooper, 1999).
Kullanıcı arayüzü tasarımı ve etkileşim tasarımı, sistemin tasarımı için şüphesiz önemlidir. Kullanıcı etkileşimi ve kullanılabilirliği konusuna gelince SUD (System Under Design)’ın tasarımı, özel ve bilinçli tasarım etkinliklerinin bir sonucudur. Kullanıcı arayüzü ve etkileşim dizaynı, sanki yapılandırılmış ve önceliklendirilmiş etkinlik gibi profesyonel etkileşimden ziyade birisinin birazcık kodlama ve modelleme yapmasının sonucudur.
- Profesyonel yaklaşım (davranış) - geliştirme faaliyetleri, birçok akademik disiplinde etkili takımlarca yürütülmelidir.(ISO/IEC, 1999)
Farklı bakış açıları, sistem tasarımının farklı parçaları ve geliştirme faaliyetleri farklı yetenek ve uzmanlık alanları gerektirir. Analiz, tasarım ve geliştirme işi, sistem mimarları, programcılar, kullanılabilirlik tasarımcıları, etkileşim tasarımcıları ve kullanıcılar gibi birçok takım öncülüğünde gerçekleştirilmelidir. Profesyonel yaklaşım gerekli olduğu gibi takımın verimliliğini artıran ve birlikte çalışmasını sağlayan araçlar da önemlidir.
- En iyi kullanılabilirlik - kullanılabilirlik uzmanları, başlangıçtan itibaren ve sürekli olarak geliştirme yaşam döngüsüne katılmalıdırlar.(Kapor, 1990)
Geliştirme takımında, deneyimli kullanılabilirlik uzmanları veya kullanılabilirlik grupları olmalıdır. Kullanılabilirlik tasarımcısı, projenin başından, sistem yaşam döngüsü ve geliştirme işlemi boyunca UCSD süreci için projeye “bir motor gibi” bağlı olmalıdır.(Buur and Bödker, 1990). Kullanılabilirlik tasarımcısı, gelecek kullanım durumları ve sistemin kullanılabilirliğe etkisi konusunda karar verici bir otoriteye sahip olmalıdır.
- Bütünsel tasarım - gelecek kullanım durumlarını etkileyecek tüm açılar paralel olarak geliştirilmelidir. (Gould at al., 1997)
Yazılım diğer bölümlerden izole bir şekilde oluşturulmamalıdır. İş etkinliklerinin desteği için, yazılım geliştirilirken, iş organizasyonları, iş uygulamaları ve roller düzenlenmelidirler. Bütün bu durumlar paralel geliştirilmelidirler. Bunlar; iş/görev uygulamaları, iş/görev organizasyonları, kullanıcı arayüzü ve etkileşim; on-line yardım; kılavuzlar; kullanıcı eğitimi, çalışma ortamı, sağlık ve güvenlik durumlarını içerir. Kullanım içeriğinin donanım, sosyal ve fiziksel ortamlar gibi diğer bölümleri entegre tasarım sürecinde değerlendirilmelidir. Bütün bu durumların sorumluluğuna bir kişi veya grup sahip olmalıdır.
- Süreçlerin özelleştirilmesi – UCSD süreci, her organizasyonda yerel olarak belirtilmeli, adapte edilmeli ve/veya gerçekleştirilmelidir.
Kullanılabilirlik, kullanıcı-merkezli süreç olmadan geliştirilemez. Bunun yanında, kullanılan metotlar, etkinliklerin sırası gibi UCSD sürecinin asıl içerikleri, belirli bir organizasyona göre özelleştirilmeli ve uyarlanmalıdır. Proje içeriklerin belirli ihtiyaçlarına göre temellendirilmelidir.- Kullanıcı merkezli yaklaşım her zaman kurumsallaşmış olmalıdır.
UCSD, geliştirme organizasyonunda, istemci organizasyonunda ve proje takımında kullanıcı merkezli yaklaşım gerektirir. Projeye katılan bütün insanlar bilgi derecelerine, rollerine ve proje safhasına göre fark etse de kullanıcı katılımının ve kullanılabilirliğin öneminin farkında olmalıdır ve kabul etmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder